Orta Gelir Tuzağı

Orta gelir tuzağını ilk duyduğumda aklıma rahmetli Turgut Özal zamanında Türkçemize girmiş olan “ORTA DİREK”         kavramı geldi. Ekonomist olmasak da hepimizi ilgilendiren ve üzerinde durup düşünmemiz gereken bir duruma işaret ediyor. Peki neymiş orta gelir tuzağı ve Türkiye orta gelir tuzağına mı düşmüş durumda?

 

Orta gelir tuzağı nedir?  diye baktığımızda Sayın Mahfi Eğilmez’in yazıları bizlere ışık tutuyor. Üretimin hangi alanında yer alırsak alalım büyük resmi gözümüzde canlandırmanın çok önemli olduğunu düşünüyorum. Aksi halde basit günlük detaylar ve problemler içinde sıkışmış kalıyoruz. Kafamızda oluşturduğumuz sanal duvarları ve sınırları aşamıyoruz.

 

Bir ekonominin kişi başına belirli gelir düzeyine ulaştıktan sonra orada sıkışıp kalması haline orta gelir tuzağı deniyor. Orta gelir tuzağı bir ekonomide kişi başına gelir düzeyinin belirli bir aşamadan öteye gidememesi  halini ya da belirli bir gelir düzeyine ulaştıktan sonra durgunluk içine girilmesi durumunu özetleyen bir yaklaşım.   

 

Bu tanımda açık olmayan konu hangi gelir düzeyinin orta gelir düzeyi olarak kabul edilmesi gerektiği meselesidir. Orta gelir tuzağı yaklaşımı ilk kez ortaya atıldığında ABD’de kişi başına düşen gelirin yüzde 20’si ekonomiler açısından orta gelir düzeyi olarak kabul ediliyordu. Bugünkü ölçülere göre ABD’de kişi başına gelir kabaca 50.000 dolar düzeyinde olduğuna ve bunun yüzde 20’si 10.000 dolar ettiğine göre orta gelir düzeyinin karşılığı 10.000 dolar / yıl olarak ortaya çıkmaktadır.

 

Dünya Bankası’nın 2012 yılı Dünya Kalkınma Raporu’nda ekonomiler şu şekilde sınıflandırılmaktadır (Kaynak: Dünya Bankası, Dünya Kalkınma Raporu – 2012, sayfa 389):

Ekonomiler

Kişi başına yıllık ortalama gelir

Düşük gelirli ekonomiler

1,005 doların altı

Orta gelirli ekonomiler

1,006 – 12,275 dolar arası

Alt orta gelirli ekonomiler

1,006 – 3.975 dolar arası

Üst orta gelirli ekonomiler

3.976 – 12.275 dolar arası

Yüksek gelirli ekonomiler

12,276 dolar ve üzeri

 

Aşağıdaki tabloda ABD’nin ve Türkiye’nin 1980 yılından bu yana kişi başına GSYH’larını görüyoruz. Orta gelir tuzağı konusunu Türkiye açısından incelediğimizde aşağıda gerçekten ilginç bir durum ortaya çıkıyor. Benim daha çok ilgimi çeken ise aslında ekonomimizin ne kadar iyi durumda olduğu ve dünyaya göre nerede olduğumuzu gösteren en iyi tablo bu diye düşünüyorum. Kişiden kişiye farklı olabilecek yorumlar yerine  rakamlar üzerinden durumu değerlendirmek daha sağlıklı oluyor. 

 

Yıllar

Türkiye KBGSYH (USD)

ABD KBGSYH (USD)

TR / ABD x 100 %

1980

2.235

12.249

18,25

1981

2.215

13.600

16,28

1982

1.960

14.015

13,98

1983

1.765

15.089

11,70

1984

1.678

16.635

10,08

1985

1.838

17.690

10,39

1986

2.025

18.538

10,92

1987

2.281

19.511

11,69

1988

2.417

20.821

11,61

1989

2.810

22.169

12,68

1990

3.860

23.198

16,64

1991

3.790

23.648

16,03

1992

3.915

24.700

15,85

1993

4.366

25.629

17,04

1994

3.094

26.907

11,50

1995

3.960

27.827

14,23

1996

4.167

29.077

14,33

1997

4.278

30.541

14,01

1998

4.308

31.858

13,52

1999

3.943

33.502

11,77

2000

4.147

35.252

11,76

2001

3.002

36.065

8,32

2002

3.519

36.950

9,52

2003

4.535

38.325

11,83

2004

5.791

40.401

14,33

2005

7.040

42.629

16,51

2006

7.626

44.750

17,04

2007

9.245

46.467

19,90

2008

10.272

46.901

21,90

2009

8.528

45.461

18,76

2010

10.017

46.811

21,40

2011

10.363

48.328

21,44

2012

10.457

49.802

21,00

 

Türkiye, 2012 yılı 10.457 dolarlık kişi başına ortalama yıllık geliriyle üst orta gelirli ekonomiler arasında bulunmaktadır. Bu grupta Türkiye ile birlikte bulunan ekonomilerden bazıları şunlardır: Çin, Malezya, Arnavutluk, Azerbaycan, Romanya, Rusya, Brezilya, Arjantin, Meksika, Cezayir, Tunus, Güney Afrika.

 

Aşağıdaki tablo orta gelir tuzağı açısından ikinci tanımı esas alarak Dünya Bankası sınıflandırmasına göre düzenlenmiştir (Kaynak: Jesus Felipe, Tracking the Middle Income Trap, Asian Development Bank, No: 306, sayfa 16, March, 2012.)    

 

Ekonomi

2010 KBGSYH (SGP ile)

Alt orta gelirli olarak geçen yıl sayısı

Üst orta gelirli olarak geçen yıl sayısı

Çin

8.019

17

2

Tayland

9.143

28

7

Bulgaristan

8.497

53

5

Macaristan

9.000

51

10

Polonya

10.731

50

11

Türkiye

8.123

51

6

Meksika

7.763

53

8

    

 

Türkiye 6 yıldır 10.000 dolar milli gelir civarında takılmış görülüyor. Esasen benim bu yazıyı yazma sebebim de tam olarak budur. Bu durumdan çıkmanın tek bir sihirli formülü var. Katma değeri yüksek ileri teknoloji ürünler üretmek
 

10-15 yıl evvelki Güney Kore’nin durumu ile şimdiki aynı mı? Değil. Türkiye ise gelişti ama Kore kadar olamadık. Eğitim sistemi başta olmak üzere devlet eliyle yapısal destekler ve sistem değişikliğine gidildi. Samsung, LG, Hyundai  gibi birçok dünya markası yarattılar.  Bugün Kore, Tayvan ve Japonya örneklerine baktığımızda orta gelir tuzağına yakalanmadan refah seviyesi yüksek ülkeler kategorisine girdiklerini görüyoruz. Bunu da kaliteli insan sermayesi, ihracata dayalı büyüme modeli, inovasyon kullanarak katma değeri yüksek ürünler üretmek  ve yüksek teknolojiye sahip olarak sağladılar . Türkiye Ar-ge’ye hala yeterince pay ayırmamaktadır. Kore ve Tayvan’da yüksek teknolojili ürünlerin imalat sanayi ithalatı içindeki payları yaklaşık olarak sırasıyla %30, %40 iken Türkiye’de bu oran %3,1’dir. 

 

Sonuç olarak, Türkiye’nin 2023 hedefi olan kişi başı milli gelirini 25.000 dolar seviyesine çıkarabilmesi ve orta gelir tuzağından çıkabilmesi için gerçek reformlara ihtiyacı vardır. Yani arabamız isterse kırmızı renkli Ferrari olsun; kullandığımız yol 4 şeritli otoban da olsa hiçbir şey değişmeyecektir. Bizim artık tekerlekleri yerden kesecek araç kullanmamız gerekiyor. Arabayı bırakıp uçak hızında hedefe ulaşmak için kafa yormamız gerekiyor.  İnovasyon diye diye hepimizin dilimizde tüy bitti. Katma değeri yüksek ürünleri tasarlamadan bu iş olmaz. Yani çok çok iyi eğitim almış mühendislere ihtiyacımız var. Bir de yurtdışında eğitim alıp ülkemize dönmeyen veya dönemeyen yetişmiş insan gücünü ülkemize geri getirecek yolları acilen devreye sokmalıyız. Bu durumda olan çok kişiyi tanıyorum. Sizin de çevrenizde vardır.  Zira üniversitelerimizin hali malum ve sadece mezun olmakla mühendis olunmuyor. Onlarca yıl tecrübeden sonra ancak ritmini buluyorsun. Hem kendine hem çalıştığın firmaya hem de güzel ülkemize faydan dokunmaya başlıyor.
 

Bizleri yöneten büyüklerimizin paradigma değişikliği ile olumlu radikal kararlar alacağı günü sabırsızlıkla bekliyorum. Hızlanmamız gerekiyor.